Dükkanı açarken Asu’yla ikimiz yazılı olmayan bir sözleşme imzalamıştık aramızda. Asu mutfakla bende müşterilerle ilgilenecektim.

İlk zaman çok zor olmamıştı bu durum. Çünkü insanlar bizi tanıyıp gelene kadar sakin bir dönem geçiriyorduk. Ne mutfak ne de müşteriler fiziki yorgunluk vermiyorlardı. İş bölümümüz tıkır tıkır işliyordu. Hatta öyle ki kapıdan içeri girip çift kaşarlı ilk tost siparişini veren müşterimiz  geldiğinde bizi görmeliydiniz. Tost yapmıyorduk, adeta uzaya astronot gönderiyorduk.

Sağa koştur domates al, sola koştur salatalık al, aman tost iyi kızarsın, üstüne kekik dökmeyi unutmamak için tekrar tekrar hatırlatmalar.  Zeytin de koysak mı acaba kenarına soruları? “Dur ben bi koşu servis açayım.” telaşı, servisi açarken gülmeyi unutmamalıyım hatırlatmaları. Acaba müşteri tostu beğenecek mi endişeleri ile tostu yerken müşterinin yüzünü inceliyoruz . Çünkü uzay mekiğimiz piste iniş yapmış ve sorunsuz olması için içimizden dualar ediyoruz.

Ve ilk müşterimiz 100 tam puanla kafemize veda ediyordu ve yeniden görüşmek üzere sözleşiyorduk.

Çünkü tostumuz ikinci bir gelişi haketmişti.  

İşte bu ilk maceranın ardından günler birbirini kovalarken insanlar da artmaya başlamıştı. Tatlı tezgahı bitiyordu, Asuman mutfakta tek başına mücadele ediyordu . Ben bulaşıklara yardım etmekten öteye geçemiyordum. Herşey iyi güzeldi ama artık taşın altına elimi koymam gereken zamanlar gelmişti.

Efsane bir ortağım olduğunu söylemiş miydim?  Benim  eline mikser almışlığı olmayan bünyemden bir pastacı yaratacaktı. Bu bölümü daha sonra uzunnn uzunnn anlatacağım.

Fakat önce basit işlerden başlamalıydık.

İlkokul yıllarından beri yaptığı tüm tarifleri sakladığı bir defteri piyasaya sürmüştü canım ortak. Gözlerime inanamamıştım ben 27 yaşındaydım ve  hazır pudinge 3 su bardağı su ekleyip karıştırmaktan öteye hiçbir şey bilmiyordum. Ama sakince bana sıralamayı anlatıp ilk ıslak kekimi yapmama sebep oldu efsaneler efsanesi canım ortak Asuman Yıldız. Üzgünüm ama onu daha kısa anlatacak sıfatlarım yok. Ve ben artık mutfakta ıslak kekler, tiramisular  falan yapan birine dönmüştüm.

Bu arada biz ıslak kekimizi “Brownie” adıyla satıyorduk. Taa ki bir müşteri gelip  ağzını yaya yaya “Yalnız bu ıslak kek  ‘BRAVNİ’ değil!” diyene kadar. Bilen bilir hırslarıma ara ara yenik düşen biriyimdir ve müşteri de çoğu zaman haklıdır.  Sessizce bu konuda cehaletimizi kabullenip tamam deyip sustuk. Tabi ki hırslarım içimde  dörtnala koşan bir at gibiydi dizginleri ele aldım ve usulca oturup brownie tariflerini inceledim ve Damy’s Kitchen diye bir bloğa rastladım. Aradığım tamda buydu.  

Tabi Damy’s Kitchen tarifinde ufak değişiklikler yaparak-ki  tariflerde değişiklik yapma kraliçesi   Asuman Yıldız’ın askeriyim ve sonuç bu oldu haliyle –  enfes  oreolu bir brownie yapıp menümüze ekledik.

Şuan konudan saptığımı farkederek hemen size kabarmayan brownie daha doğrusu ıslak kek olayını anlatıp bana ayrılan sürenin sonuna gelmek istiyorum.

Dükkan da sabahları ürün yenilemesi yapıyoruz. Bir sabah Asu erken geliyor bir sabah ben  erken geliyorum. Asu’nun yaptığı kekler kocaman olurken benimkiler incecik oluveriyor. Sinirlerimiz bozuluyor. Anlayamıyoruz. Hırslıyım ya, benim kekim kabarmadığı için çıldırıyorum ama Asu’nun keki  kabarıyor diye de kıskanamıyorum çünkü  best friend forever’cıyız. Aramızda tatlı tatlı espriler döndürüyoruz .Ben isyanımla yalnızlığımı  almışım yanıma tüm umutsuzluğumla ’Asu bana kek bile kabarmıyor’ diye diye yola devam ediyorum.

Ben bu konuda boku fırına atmaya çalışıyorum ama Asu da aynı fırında işlem yapıyor ve bu tezimde çürürken kafamda binlerce ampul yanıyor.

Ben ve pis boğazım…

Bilen bilir benim tatlı çiğ hamurlara karşı zaafım vardır. Brownie’nin çiğ halini pişmişinden çok severim. Keki hazırlarken yarısını yediğim gerçeği suratıma bir tokat gibi çarpılıyor.Aslında kekim kabarıyor. Bi saniye evet evet kekim kabarıyor. İçimdeki hırs yumağı yerini kelebeklere bırakıyor bu yeni bilgiyle.

Kekin yarısını yerseniz  kekiniz kabarmaz arkadaşlar bu  bilgi kulağınızda küpe olsun

Bu detay karşısında biz saatlerce güldük. Neyse ki elimin lezzeti ve kafamızdan geçen çeşitli hurafeler bu bilgiyle yalanlanmış oldu ve ben de rahat bir nefes alarak  hayatıma devam ettim.

Fakat Tüm bu kabarmayan kek sorunsalımın ardından biz menüden ıslak keki çıkarıp Brownie’de karar kıldık.

Hoşça kal yüce gönüllü Islak Kek seni hiç unutmayacağız….

2 thoughts on “Kabarmayan Brownie (!) – Evşen S.”
  1. Enfes tezgahinizda, aşkla yaptiginiz tatlilariniza şahit olabildigim için kendimi şanslı hissediyorum. Şimdi bu yazıları okurken, gözümde canlandirabilmekte bir okadar keyifli…seviliyorsunuz

  2. Sizi yerleeeeeerrrrrr?ahhhhh o telaşlarınızı,,meraklarınızı ve mutluluklarınızı o kadar biliyorum ki? güzel kalplerinizden öperim❤️❤️❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir